Bugüne kadar süregelen olayların kilit noktası ise bu 'hükümetin' IRA adı altında tam bir gerilla savaşı yaparak İngilizleri yıpratmasıydı. Pusu, baskın ve sabotajlar sonucu İngiltere ile antlaşmaya gidildi. Önde gelen isimlerden Griffith ve Collins İngiltere ile görüşme sonucu ancak belli şeyler alınabildiğini, daha fazlasının imkansız olduğunu belirttiler. Bu şey Britanya İmparatorluğu içinde dominyon statüsüne sahip Serbest İrlanda Devleti'nin kurulması fakat Kuzey İrlanda'nın İngiltere'ye bırakılmasıydı. Protestanların çoğu kuzeyde yaşıyordu ama koyu İrlanda milliyetçileri idiler ve bağımsız, bütün bir İrlanda Devleti hayali kuruyorlardı. Bu nedenle karara imza atan Collins ve arkadaşlarına büyük tepkiler oluştu. Onlar 'yasal' bir örgüt olan Serbest İrlanda Devleti Ordusu'nun çekirdeğini oluştururken "Düzensizler" olarak adlandırılan anlaşma karşıtları da askeri yapılanmaya gittiler ve iç savaş çıktı. Ama İngiltere bu durumdan yararlanıp çeşitli avantajlar elde etme çabasında olmadı. Adını yukarda andığımız iki çok önemli ismini kaybeden anlaşma yanlıları, bir anlamda güneyliler, zor duruma düşseler de İngiltere'nin desteğiyle "Düzensizler"i engelledi.Ama anlaşma karşıtları kendilerinin veya yakınlarının, en önemlisi İrlanda topraklarının bir bölümünün İngiltere'ye verilmesine karşı çıktılar, bu anlaşmayı onayanları da ihanetle suçladılar. Yıllardır tam bir bağımsızlık için savaşılmasına rağmen sadece güneyin bağımsız olması onların birleşik bir İrlanda Cumhuriyeti özlemini öldürmedi ve IRA adı altında örgütlenme ve şiddet olaylarını devam ettirdiler. Sonunda IRA önce 1931'de, ardından 36'da iki kez yasadışı ilan edildi. İrlanda Meclisi IRA'yı çökertmek için geniş önlemler aldı ama asla 'örgüt' durmadı. 1948'de İngiliz Uluslar Topluluğu'ndan çekilme ve Bağımsız İrlanda Cumhuriyeti'nin kurulması olayları IRA'nın yeni gösterilerini Birleşik Krallık sınırları içinde kalan ve nüfusunun çoğunu Protestanların oluşturduğu Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti'nin birleşmesi yönünde oldu.
Ardından bugüne kadar IRA hareketleri devam etti, önce IRA kendi içinde "resmi" ve "geçici" kanatlara ayrıldı, bir grup daha şiddetli davrandı. Ardından 80'lere gelindiğinde hapisteki IRA üyelerinin adi suçlu değil siyasal hükümlü olarak tanınmaları isteği de sonuçsuz kaldı. Ve bugünlerde IRA arada bir ben hala ölmedim gibisinden eylemler yapıyor ve çeşitli günlerde yapılan Protestan yürüyüşlerinde de Katolik caddeleri büyük tehlikeler atlatıyor...