Karşılıklı TezlerNapster, en başından beri kendilerinin sadece bir servis sağlayıcı olduğunu, insanların servislerini değişik amaçlarla kullanmalarının kendilerinin suçu olmadığını ileri sürüyordu. Fakat bundan böyle tezlerini güçlendirmek, yeni eklemeler yapmak zorundalar. Zira mahkeme "Biz sadece teknolojiyi sunuyoruz, nasıl kullanacaklarına kullanıcılar karar verir" şeklindeki iddiayı kabul etmedi ve işin içinden sıyrılmanın bu kadar kolay olmayacağı da vurgulandı. Aslında ilk aşamada Napster bu olguya çok güveniyordu, hatta açılan davanın haksız olduğunu, bunu insanların özgürlüğünü kısıtlayıcı bir madde olarak gördüklerini bile belirtti. Tüm kullanıcıların kendi istekleri doğrultusunda dosya paylaşımı hakları bulunduğunun altını çizen söylemlerde bulunuldu.Bu durumda şirket kendine iyi bir savunma hazırlayabilmek oldukça çaba harcamaya başladı. Geçmişin taranmasıyla 1984'te Sony'nin Betamax davası 'bulundu' ve Napster avukatları tarafından örnek alındı. Sony, günümüzde az da olsa karşılaştığımız 'Beta' video kasetleri üretmeye başladığında, bugünün müzik şirketleri gibi, o zaman da film üreticileri buna şiddetle karşı çıkmıştı. Bu yeni teknolojinin filmlerin korsan olarak çoğaltılmasına kolaylık sağlayacağı ve yasaklanması gerektiği öne sürülmüştü. Fakat mahkeme yeni bir teknolojiyi böyle bir nedenle yasaklayamayacaklarını belirtmiş ve davacıların aleyhinde karar vermişti. Ama bu kararın sebebi, çoğu teknolojik ürün için kriter kabul edilen "önemli kullanım şekillerinin" olup olmamasıydı. Yeni bir teknolojinin sosyal ya da ekonomik açıdan yararlı bir kullanım seçeneği sunması çoğu zaman yeterli kabul ediliyordu. Bunu fark eden Napster, biraz geç de olsa yeni, tanınmamış şarkıcıların eserlerine önem verip, eserlerini tüm kullanıcılarına tanıtmaya girişti. Böylece kendisinin "önemli bir kullanım şeklinin" var olduğunu göstermek istedi. Ama bu hem geç kalmış bir uygulama hem de çok büyük anlamalar için "önemli" kelimesinin ağırlığını taşıyamayacak kadar basit bir hizmet. Yani Napster, mahkemeyi ikna etmek için yeni fikirler bulmak zorunda kaldı.
Öte yandan karşı tarafın asıl amacı Napster'ın işlemlerinin sonlandırılması değil, yasal olmayan dosya alışverişinin engellenmesi ya da fiyatlandırılması. Fakat bu istek Napster için gerçekleştirilmesi hem çok zor hem de masraflı olan bir çaba gerektiriyor. Şirket birebir ağların çalışmaya devam etmesi halinde kimin hangi dosyayı transfer ettiğini kontrol etmenin neredeyse imkansız olduğunu belirtiyor. Bu yanlış gibi gözükse de gerçekleştirilmesi sıkı bir çalışma isteyen bir uygulama. Örneğin davacılar ve mahkeme, Napster'ın telifsiz şarkı transfer edenleri sistemden silmesini, veya telif hakkı olan parçaların transferini parçayı tanıyarak engellemesini önerdi. Ama tüm bunlar çok zor, zira sistemden silinen biri 5 dakikadan kısa bir sürede yeni bir kullanıcı olarak kayıt olabilir ve telif hakkı olan dosyaların isimleri de değiştirilebilir. Tüm bunları engellemek olası bile olsa başarı şansı oldukça düşük.
Bu zor durumda Napster'ın ceza almadan atlatması zor görünen davada şirket, Sony davasında hakimin "Telif hakları sahiplerinin yeni teknolojileri veto etmeyi düşünmesi iyiye işaret değil, çünkü tekellerini korumak için bu teknolojileri yavaşlatmaya ve hatta engellemeye çalışacaklardır" sözünü bir kalkan gibi kullanıyor.
Kararın gecikmesi nedeniyle değişik girişimler birer birer ortaya çıkıyor. Daha önce piyasaya sürülen, telif hakları yasası çerçevesinde çalışan, çeşitli müzik oynatıcı cihazlar tüketicilerin ilgisizliği nedeniyle başarıya ulaşamamıştı. Fakat bu yıl, Napster'ın sayesinde iyice artan dijital müzik talebine karşılık yeni cihazlar üzerinde çalışılıyor. Yeni projede Intel, Panasonic, IBM ve Toshiba CPRM (kayıt edilebilirlik için içerik kontrolü) adlı teknolojiyle müzik üreticisi şirketlerin, kendi telif hakları koruma profillerini oluşturma imkanı sunacak donanımlar piyasaya çıkarmaya çalışıyorlar. Bu aletler şu anda plak şirketlerinden destek görse de kullanıcıların ilgisini yine çekemeyecek gibi ve bu da aslında davacıların eline bir koz veriyor: "Napster'ın insanları bedavaya alıştırdığı çok açık!"
Bu arada servisten gelen son haberler, sessizce küçülmenin tersine gittikçe güçlü büyüyen ve kendine hedefler koyan bir Napster'ı gösteriyor. Çeşitli ortaklıklar kuran ve Alman devi Bertelsmann ile anlaşıp 50 milyon dolar daha finansman bulan şirket hiç de korkmuyormuş gibi görünüyor.
Bitti BitecekBu kadar uzun bir aşamadan geçen bu davada taraflar, özellikle de davacılar çok güçlü tezler öne sürüyorlar. Mahkemenin tam anlamıyla sonuçlanması ve kararların uygulanmaya başlamasının en iyi tahminle Nisan ayını bulacağı tahmin ediliyor. Ama Şubat ayının ortasında açıklanan ilk kararlar oldukça önemli içerikte. Son aşamada Napster birçok yandan sarılmış halde. Kendi sabit diskindeki dosyaları başkalarına açan, yani bir anlamda sisteme yükleyen kişiler "kanundışı ve izinsiz dağıtımla", bu parçaları kendi bilgisayarlarına alanlar "kanundışı ve izinsiz çoğaltma" suçlarını işlemiş oluyor. Ayrıca herhangi birine bir dosya göndermenin kişisel kullanım olamayacağı, yine Napster hep savunduğu "ticari çıkar olmadan dağıtım" kavramının da yanlış olduğu vurgulanıyor. Çünkü normalde ücret ödenerek alınan bir ürün bu sefer bedavaya alınıyor. Bu da ticari bir avantaj. Yine Napster, kullanıcılarına gerekli teknolojiyi, program ve sitesini sunarak korsanlık işlemine zemin hazırlıyor. Ve Napster'ın kendi sistemini kontrol edip yasadışı girişimleri engelleme hakkı varken bunu kullanmayarak suç işlediği de öne sürülüyor.Tüm bu güçlü iddialar davayı neredeyse sonuçlandırma aşamasına getirdi. Çünkü Napster'ın çok iyi yanıtları olsa da davacıların bitip tükenmeyen suçlamalarının hepsine yeterli savunmaya yapacak konumda değil.
15 Şubat'ta mahkeme, daha önceki kapatma kararının çok geniş olduğunu, böylece Napster'ın -eğer varsa- telif haklarını çiğnemeyen kullanıcılarının da karardan zarar göreceğini karara bağladı. Bu da servisin kapanmayacağına ama yaşamını devam ettirecek yenilikleri yapması için çok az bir süresi olduğunu ortaya koydu.
Aslında şu aşamada verilen karar bir sonuç olarak nitelendirilebilir. Zaten Sony, Warner, BMG, EMI ve Universal gibi büyük davacı firmalar şimdiden bunun açık bir zafer olduğunu iddia ettiler. Çünkü mahkeme Napster'dan yasadışı dosya dağıtımını engellemesini istedi. Ama hala Nisan ayını beklememe sebebi Napster'ın bir kez daha temyize gitme olasılığı ve son kararın onaylanmasına kadar geçecek olan zaman.
Napster'ın önünde şimdi çok az seçenek var: Sistemi ücretlendirmek, ki bu kullanıcı kaybına yol açabilir ve farklı dosyaların dağıtımını sağlamak ve bunu mahkemeye kabul ettirmek. Napster'ın birebir ağ teknolojisi tüm dosyaların paylaşılmasını sağlıyor. Ama Napster'ı oluşturan Shawn Fanning programı mp3 üzerine kurmuş durumda. Böylesine önemli bir fikri ilk uygulamaya sokanlardan olup da sadece müzikle sınırlı kalmak gerçekten bir dezavantaj. Bu olasılık üzerinde duran bazı medya kuruluşları Napster'ın böylece para kazanabilecek bir yapıya ulaşacağını iddia ediyorlar. Fakat şirketin avukatı Barry, kendisine Napster'ın müzik dosyalarının paylaşımı dışında başka bir alanda kullanılmasını bekleyip beklemediği sorulduğunda, dosya paylaşımı teknolojisinin sadece müzik üzerine kullanılmasının gerekmediği şeklinde son derece basit açıklamalar yapmakla yetiniyor. Napster'ın eğlence amaçlı, eğitici, tıbbi bilgileri içeren dosyalar ve diğer tür bilgilerin değişimi için de kullanılabileceğini konusunda hemfikirler. Napster ise bu konuda hala fikirsiz.
Ama tüm bu gelişmeler artık bazı şeyleri de açıklığa kavuşturmuş oldu. Napster ile benzer özelliğe sahip Imesh, Gnutella, Aimster gibi girişimlerin ortaya çıkmasıyla bu çabaların sonlanmayacağı ortaya çıktı. Eğer biri kapatılırsa bir diğeri faaliyete geçecek. Bu çalışmaları faaliyete geçiren talep ise daha da önemli. Şu anda gözüken, büyük bir kitlenin rahatça ulaşıp çabukça kendi diskine indirebileceği parçalar istediğini ortaya koyuyor. Ve bugüne kadar bu işlemi sonsuz kere tekrarlayan kişiler artık bir online müzik pazarı oluşmasına temel neden oluşturuyorlar. Napster davası bittiğinde davacı büyük plak üreticilerinin ne yapacağı merak konusu. Eğer yeni girişimlerle yeni pazarlama çalışmaları yapılmaz ise yeni Napsterlar ile karşılaşacağımız kesin gibi...